Köksal BAŞAR
CTO

İŞ DÜNYASI ve MÜZİK

Bir şirketin orkestraya benzetildiğini duymuşsunuzdur. Bu uyum içinde çalışmayı anlatmak için sıkça kullanılan güzel bir yöntemdir. Şirketlerin bu benzetmeden daha fazla müziğe benzediğini hiç düşündünüz mü? Orkestra benzetmesinin başlıca nedeni uyum içinde çalışan birbirinden bağımsız birimlerin adına müzik dediğimiz güzelliği ortaya çıkarıyor olmasıdır. Eğer şirketinizde benzer bir uyum yakalamışsanız sizin içinde başarı yakalamak çok zor olmayacaktır. Ancak orkestrayı oluşturan müzisyenler kendi başlarına bu uyumu yakalamaları neredeyse imkansızdır. Uyumun temel dayanağı orkestra şefidir.

Orkestra şefi her enstrümanı çalmayı bilmeyebilir. Onun bilmesi gereken ve orkestra şefi olarak diğer müzisyenlerden ayıran değer bütün enstrümanların aynı anda nasıl uyum içinde çalınması gerektiğidir. Aynı şirketinizdeki tepe yöneticinizin olması gerektiği gibi.

Çok iyi eserleri olan pek çok besteci iş bestenin çalınmasına geldiğinde orkestrayı yönetme işini iyi bir orkestra şefine bırakır. Çünkü beste yapmakla o besteyi icra etmek birbirinden farklı özellikler gerektirir. Bu iyi bir iş kurmak ile o işi yönetmenin birbirinden farklı olması gibidir. İş dünyası için de zamanı geldiğinde işi profesyonellere devretmek en iyi çözümdür.

Bir yatırımcı zamanı geldiğinde hangi yönetici ile çalışacağına nasıl karar vermelidir?

Sorunun yanıtı için gelin yine orkestra örneğimize dönelim. Dünyanın en iyi orkestra şefini bir lise orkestrasının başına getirirseniz ne olur? Kısa vadede hiç bir şey değişmez. Lise orkestrası çok daha başarılı müzik yapacaktır. Ancak bir Nework Flarmoni olmalarını kimse bekleyemez. Bunun gerçekleşmesi için her liseli müzisyenin gereken tecrübeyi kazanması için geçecek süre boyunca çok iyi çalışması gerekecektir.

Yukarıdaki örneğin tersini düşünün. Newyork Flarmoni'nin başına lisenin müzik öğretmenini koyarsanız ne olacaktır? Kısa zamanda yine çok şey değişmeyecektir. Ancak lise müzik öğretmeni ile devam edecek olurlarsa kendilerine yeni şeyler katamadıkları için zaman içinde kapalı gişe konserlerden boş sıralara çalmaya başlayacaklardır. Seyirci yani müşteri asla yanılmaz ve yanlışlıkları ağır şekilde cezalandırır.

Bunun için bir yönetici ile çalışmak için yatırımcının kendi şirket çalışan profilini çok iyi biliyor olması gerekir. Şirket profiline uygun bir yönetici daha ileri gitmenin en temel adımlarından biridir.

Elbette doğru yöneticiyi bulmak tüm sorunları çözmeyecektir. Başka neler olabileceğine yine orkestra örneğimize dönerek bakalım.

Öyle bir orkestra kuralım ki başına dünyanın en iyi orkestra şefini getirelim ve en iyi müzisyenleri görevlendirelim. Ama bu orkestrayı kurarken müzisyenlerin enstrümanlarına yatırım yapmayıp sıradan enstrümanlar kullanmalarını isteyelim. Kesinlikle orkestranın ürettiği müzik ellerindeki enstrümanlara göre çok iyi olacaktır ama asla dünyanın konuşacağı bir konser gerçekleştiremeyeceklerdir.

Daha önce konuştuğumuz liseli müzisyenlere de dünyanın en iyi enstrümanlarını verdiğimizi düşünürsek sonuç ne olur dersiniz? İstisnalar dışında enstrümanlara yazık olur. İstisnalar ise dünya çapında sansasyon yaratacak başarılara imza atacaklardır.

İş dünyası için bir sonuç çıkaracak olursak; işletme için önemli olan işine, kapasitesine göre teknolojik yatırım yapmasıdır. Asla daha azı ile yetinmemelidir. Gereğinden yüksek yatırımlar yapıldığı zaman sonuç kimi zaman süpriz başarılar getirse de bu riske girmek yerine adım adım planlanmış bir teknolojik yatırım stratejisi tercih etmesi en uygun olanıdır.

Unutulmaması gereken bir konu daha var. Dünya çapında üne sahip bir senfoni orkestrası şefini bir jazz orkestrasının başına getirirseniz nasıl bir müzik dinlersiniz? Aklınıza geldi mi bu soru? Çok ilginç olacağına eminim. Ama inanın senfoni orkestrası şefi senfoni orkestrası jazz orkestrası şefi jazz orkestrası yönetmelidir. Elbette istisnalar yine dünya çapında değişimler yaratacaktır. Ama ortaya çıkan müzik ne klasik ne jazzdır. İkisinin karışımı benzersiz bir şey olabilir.

İş dünyasına kendi sektörünüzden bir yönetici genellikle çok daha emniyetlidir mesajıdır aslında bu benzetmede.

Bu iş bu kadar karmaşıksa hiç yapmamalı diyebilirsiniz. Öyle demeyin. Her şeyin bir yolu vardır. Buna da müzikten bir örnek verebiliriz.

Yerleşik orkestralara konuk sanatçılar gelir. Orkestra şefleri ya da solistler. Genellikle bir hafta kadar birlikte çalışırlar. Eğer o orkestranın dikkatli bir izleyici iseniz o konserde ve sonrasında orkestrada olumlu değişiklikler gözlemlersiniz. Gelen konuk sanatçılar, başka orkestralarda edindikleri tecrübelerin bir kısmını çalıştıkları bu orkestraya aktarmışlardır. Konuk sanatçılarla çalmaya alışık olan orkestraların daha zengin ve hatta derin bir müzikleri vardır.

İş dünyası için bu konuk sanatçılara danışman diyoruz. Eğer yeni bir adım atmayı düşünüyorsanız, işletmeniz ile ilgili aklınızda sorular varsa, geleceğe dair yeni planlarınızı netleştirmek için çalışıyorsanız ya da kronikleştiği için çözemediğiniz sorunlar oluşmaya başlamışsa bir danışman ile çalışmak tüm bunlar için daha kolay adım atmanızı sağlayacaktır.

Umarım iş dünyasına müzikal bir pencereden bakmak, yatırımcıların şirketlerine farklı bir pencereden bakması için ilham kaynağı olur.